Bazı Olaylara Az Tepki Veriyor ve Duygusal Hissizlik Yaşıyorsanız Bu Hastalığa Sahip Olabilirsiniz!

Ailenizde, arkadaşlarınız arasında veya çevrenizde yaşanan olaylara, olmasını düşündüğünüzden çok daha az tepki veren insanları düşünün. Kiminin güldüğünü bile çok az gördünüz, belki ağladıklarını hiç görmediniz. Çok önemli bir sınava girerken heyecanlanmadıklarını, mutlu bir haberin onları mutlu etmediğini, sizi özlemediklerini, sevgilerini belli edemediklerini… Bu duyguları oldukça az yaşadıklarını düşünün. Hatta bazen hiç yaşayamadıklarını.

Aleksitimi, tarihsel açıdan 1970 yıllarında farkına varılan bir duygusal sağırlık durumu. Terim ilk kez 1973 yılında psikoterapist Peter Sifneos tarafından üretildi.

Aleksitimik kişiler duyguları için sözleri olmayan kişilerdir. Yaşadıkları duyguyu tanımlamakta zorlanan, bunu kelimelere dökemeyen bu kişiler bazı hisleri hiç hissetmemiş bile olabilir. Eski Yunancada “Alexo” kovmak, “thumos” duygu, ruh, düşünce anlamlarına geliyor. Şöyle de denebilir; duyguyu kovmak.

Önceleri sorunun yalnızca hissedilen duyguları dile getirememek olduğu düşünülüyordu. Ancak bazı kişilerin gerçekten de bazı duygulardan haberdar olmadıkları tıbbi olarak açıklandı. Beynin singulat korteksi, duyguların beyindeki çözümlenmesini bu kişilerde etkisiz hale getiriyor. Yani kişi midesinde bir baskı hissediyor ancak buna sebep olan şeyin gerginlik, stres veya heyecan olduğunu bilmiyor.

Genetik faktörlerin yanında, bireyin yetiştiği ortam, yetiştiriliş tarzı hatta eğitim düzeyi bile aleksitimiyi etkiliyor. Eğitim düzeyi düştükçe aleksitiminin görülme ihtimali de artıyor.

 Aleksitimi kadınlarda erkeklere oranla daha az görülüyor.

Fiziksel olarak belirtilerini görmek de mümkün. Aleksitimik kişiler duygularını tanımlayamadıkları için duygusal çatışmaları bedenlerine yansıyor. Vücutta sürekli ve yaygın olarak görülen ağrılar, mide belirtileri, huzursuz bağırsaklar.

Bu elbette tedavisi mümkün olmayan bir durum değil. Psikoterapi bu tanının konulduğu kişilere yardım edebiliyor.