Birileri Bize Yalan Söylüyor; Tarihin Komplo Teorileri

Bazı insanlar tarihte dönüm noktası niteliğinde olan birçok olayın aslında göründüğü gibi olmadığı düşüncesinde. Olayların bir komplonun parçası olduğuna inanan ve bunu ispat etmeye çalışan şüphecilerin görüşlerine bir göz atmak ister misiniz?

Ay’a İniş

Amerikalı astronot Neil Armstrong 20 Temmuz 1969’da Ay’ın yüzeyine ayak bastığında şu ünlü sözü sarf etmişti: “İnsan için küçük fakat insanlık için büyük bir adım.” Görev ortağı Buzz Aldrin Ay yüzeyinde kendisine katıldığında Armstrong bu fotoğrafı çekti. Sahiden aya inerek tarih yazdılar mı acaba? Komplo teorisyenlerine göre bu olay gerçek değil. Onların düşüncesine göre, ABD Ay’a gitme yarışında Rusları yenmeyi o kadar çok istiyordu ki, Nevada çölünde bir Ay’a iniş sahnelediler. Bu fotoğrafa bakan komplo teorisyenleri yıldızların neden görünmediğini ve Ay’da esinti olmadığı halde bayrağın nasıl olup da dalgalandığını soruyor.

Titanik Faciası

Titanik isimli transatlantik 14 Nisan 1912’de daha ilk yolculuğu sırasında 1500 cana mal olarak battı. Ya da bu sadece tarih kitaplarının söylediği. Kimilerine göre batan gemi aslında Titanik’in ikizi Olympic’ti. Kazadan birkaç ay önce Olympic bir çarpışmada hasar aldı. Komplo teorisyenlerinin iddiasına göre, gemi sahipleri Olympic’in hasarını yamaladılar, geminin ismini Titanik olarak değiştirerek yavaşça batması maksadıyla yola çıkardılar. Böylece sigortadan hasar tazminatı alabileceklerdi. Ne yazık ki gemi “güya kaza” olacak yerde gemi sahiplerince ışıkları karartılmış olarak bekletilen kurtarma gemisine çarptı. Armatör firma, planının su yüzüne çıkmaması için, geminin bir buzdağına çarptığını öne sürdü. Yine teorisyenlere göre, geminin sahibi J.P. Morgan da bu yolculukta gemide olacakken, ani bir hastalığı sebep göstererek seyahate katılmadı. Ayrıca Belfastlı 500 mürettabat işe çok ihtiyaçları olmasına rağmen gemide çalışmayı reddettiler. Yine de, geminin enkazını bulan dalgıçlar batığın Titanik olduğuna ikna olmuş durumdalar.

Kara Ölüm

1347 ile 1351 yılları arasında veba denen hastalık Asya ve Avrupa kıtalarında yayılmıştı. Kara Ölüm adı verilen bu illet şehirleri kasıp kavurmuştu. Avrupa nüfusunun üçte birinden fazlasını (bu da demek oluyor ki, yaklaşık olarak 25 milyon insan) katletmişti. Bugün hastalığın sıçanlardan bulunan bitlerden yayıldığını biliyoruz ama o vakitler ortalıkta çok fazla dedikodu dolaşmaktaydı. Bir söyleme göre, İngiltere’deki yerleşim yerlerinin suları hastalık yaymak amacıyla kasten zehirlenmişti. Başka bir iddiaya göreyse, Hindistan bilerek Avrupa’ya hastalıklı fare dolu gemiler yollamıştı. Bu söylentiler hiçbiri gerçeklik payı taşımamakta. Bununla birlikte hastalığın kaynağı olarak, Tatarların, Kafka’yı (bugünkü Feodosiya, Ukrayna’da bir liman kasabası) kuşatmaları sırasında hastalıklı cesetleri gemilerden kasabaya fırlatmaları gösterilmektedir.