İşkur Ve Kadının İş Sektöründeki Yeri

Globalleşen Dünyanın günümüz Türkiye’sinde cinsiyet fark etmeksizin insanlarımızın iş sektörüne katılımlarıyla birlikte destek vermeleri hem ülke ekonomisi için hem de gelecek jenerasyonlara iyi bir gelecek ve daha güçlü bir Türkiye bırakabilmek için kaçınılmaz bir gerekliliktir. Bu durumu gerçekleştirebilmek için her ortamda olduğu gibi “kadın erkek eşitliği” iş sektöründe de olması gereken vazgeçilemez bir kavramdır.

Eskilerden beri süregelen toplumumuzdaki “Mahalle Baskısı” ve kadınların iş gücüne verebilecekleri katkıları görmezden gelerek yürütülen çalışmalar, gelişmeye yönelik yapılanma hamlelerini derinden baltalamaktadır.Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin önemli sosyo-ekonomik problemlerinin başında gelen, işsizliğin mümkün olan en az seviyelere indirilmesi refahın sürdürülmesi için önem arz etmektedir.Son dönemlerde belli kurumların çalışmaları neticesinde bu yobazlık düzeltilmeye çalışılıp, cinsiyet ayrımı yapılmaksızın insanlarımızı iş sektöründe daha fazla rol oynamaya yöneltilmektedir. Bu kurumların başında Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) gelmektedir.

Bir çok il ve ilçede açılan iş kursları, insanımızın iş sektöründeki alanlar üzerinde profesyonelleşmesi ve bununla birlikte işe yarayan kalifiye elemanlar haline getirilmesini ve Türkiye iş sektörüne dahil edilerek sivilizasyon hareketine katkı sağlamaları amaçlanmıştır. İŞKUR tarafından açılan bazı kurslar kadın erkek ayrımı gözetilerek hazırlanmaktadırlar. Özellikle el yatkınlığı gerektiren ve ev/ofis içindeki iş çeşitleri için kadınlar daha uygun görünmektedirler. Müşteri Kabul Görevlisi, Büro Memuru, Makineci (Dikiş), Evde Çocuk Bakım Elemanı, Sigorta Acentesi Teknik Personeli gibi mesleklere kadınlar daha uygun görülmektedirler.

İŞKUR kurumunun verdiği bu kararların hem ülkemiz hem de insanlığımız için ciddi anlamda olumlu ve olumsuz etkileri vardır. Olumlu etkilerine örnek olarak İŞKUR’un yaptığı bu çalışmalarla sadece ülkenin refah seviyesini yukarılara taşımakla kalmayıp bilinçli bir toplum yaratmak için gerekli adımları atılmasını örnek olarak gösterebiliriz. Bilinçli bir toplum ise ülkemizin hatta yaşadığımız dünyanın daha iyi bir yer haline gelmesi için gerekli bir zorunluluktur ve İŞKUR bu zorunluluğu insanlara dayatırken aynı zamanda hem çalışmaya teşvik ettiği insanları, hem bu insanların yakınlarını rahat ettirmekle kalmayıp, üzerinde bulunduğumuz bu evreni daha yaşanılası bir yer yapmaktadır. Ama meslek seçiminde ayrımcılık yapılması, kadınlara ve erkeklere bazı mesleklerde seçme şansı verilmemeside iş sektörü için ciddi bir negatif durum yaratmaktadır. Kadınların kas gücü ve daha sosyal olmayı gerektiren meslek gruplarında yer almalarına fırsat vermemek belki de bu iş sektörlerinde ki daha yaratıcı düşüncelerin hayata geçmesini engellemeye neden olmakla birlikte daha hızlı gelişme fırsatlarının da önüne geçmektedir. İŞKUR Türkiye iş sektörünün gelişmesine yapıcı projelerle katkı sağlarken aynı zamanda ayrımcılık yaparak ve cinsiyet farkı gözeterek ilerlettiği bu projelerle daha iyi bir geleceğin oluşmasını, kadınlarımızın ayağına taş bağlayarak engellemektedir.