WINTERFEST 2017 HAKKINDA MERAK ETTİKLERİNİZ

Arkadaşlar öncelikle merhaba. Bu yazı, diğer yazılarımdan farklı olarak deneyimlediğim ve bilgi sahibi olduğum Winterfest etkinliği ve Uludağ hakkında naçizane fikirlerimi paylaştığım bir bilgilendirme yazısı olacak.

Eminim ki aranızda Winterfest’e hiç katılmayıp bu sene katılmayı düşünenler vardır. Kafanızda dolaşan soruların nelerle ilgili olduğunu da az çok tahmin edebiliyorum çünkü geçen sene bu zamanlarda bende aynı durumdaydım 🙂 Bu soruların cevaplarını altta hazırladığım başlıkların içeriğinde bulabilirsiniz.

1. OTELLER VE ÜCRETLERİ

Winterfest’in anlaşmalı olduğu 12 otel var. Bu otellerin fiyatları bulunduğu bölgeye ve yıldızına göre değişiklik gösteriyor. Bölgeler ise 1. Gelişim ve 2.Gelişim bölgeleri olmak üzere ikiye ayrılıyor. 1.Bölge, 2. Bölgeye göre daha çok geliştiğinden ve konserlerin, partilerin, kayak organizasyonlarının hepsinin burada bulunmasından dolayı diğerlerinden daha pahalı. 2. Bölge ise daha sessiz ve yeni yapılmış otellerin bulunmasından dolayı daha hesaplı. Oteller ise şöyle;

-Grand Yazıcı Uludağ (1. Bölge)

-Karinna Otel (2. Bölge)

-Kervansaray Uludağ (1. Bölge)

-Beceren Otel (1. Bölge)

-Genç Yazıcı (1. Bölge)

-Fahri Otel (1. Bölge)

– Er-Ta Soyak Otel (1. Bölge)

-Mila Otel (1. Bölge)

-Ergün Otel (1. Bölge)

-Kar Otel (1. Bölge)

-Ulukardeşler Otel (1. Bölge)

-Belvü Otel (1. Bölge)

• Bu sene şubat ayında yapılmak üzere 3 dönem düzenleniyor. Dönemler ise 1-5 Şubat, 5-9 Şubat ve 12-16 Şubat olarak değişiyor. Fiyat açısından en tuzlu dönem 1-5 Şubat arası diyebilirim çünkü 2 kişilik oda Grand Yazıcı Otel’de 12-16 Şubat arası kişi başı 990 TL iken 1-5 Şubat arası aynı otelde 1.490 TL. Bunun o dönem gelen sanatçılarla, hava durumu ve kalabalıklık oranıyla bir alakası olduğunu düşünüyorum. Daha da hesaplı gitmek istiyorsanız 2 kişi gitmektense 3,4,5 ya da maksimum 6 kişi giderek daha uygun bir tatil geçirebilirsiniz ancak bence yapmayın çünkü lise döneminde çok yakın 3 kız arkadaşımla birlikte 4 kız Kervansaray’da tatil yapmıştık. Bize yanlışlıkla suit oda (2 oda genişliğindeydi) verilmesine rağmen odada 4 günü çok zor geçirdik. Özellikle hijyen açısından benim gibi takıntılı biriyseniz asla önermiyorum ! Tabiki tercih sizin 🙂 Fiyatlandırma ile ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
• Geçen sene Winterfest’e katıldığım da aklımda Grand Yazıcı’da kalmak varken bir hengameyle Genç Yazıcı’da kalmaya karar verdim. Fiyat daha uygun diye cazip gelmişti sanırım ama kesinlikle memnun kalmadığım çok fazla şey yaşadım. Öncelikle gidiş yolu dağa çıkana kadar çok güzeldi ama dağda aşırı bir trafikte sıkışıp kaldık. Sabah 5’te İstanbul’dan yola çıkmamıza rağmen yaklaşık 4 buçuk gibi oteldeydik. Eğer dağda otobüsten inip yürüyerek gitmeye karar vermeseydik 6’yı bile bulabilirdi eminim. Otele giren herkes gibi o yorgunlukla hemen odalarına çıkmak isteyen insanlarla doluydu lobi tahmin ettiğiniz gibi…Ama o kadar gevşek ve saygısız bir resepsiyon görevlisiyle karşılaştık ki inanamazsınız. O kadar geç bir saatte gitmemize ve normalde o gün otelden çıkışını yapan insanların en geç saat 12 de odalarını boşaltmalarına rağmen ne odalar hazırdı ne de çalışanlar. Büyük bir umursamazlıkla karşılaşmak herkesi olduğu gibi bizi de delirtti ama uzun uğraşların sonucu akşam saat 18:00’a doğru odamızdaydık. Oda çok temizdi ve açıkçası sevimliydi. Beklentimin üzerindeydi en azından. Ama çok sıcaktı. Çok sıcaktı deyince kafanızdan “Uludağ’da şikayet ettiğin bu muydu şimdi?” diye sorular geçtiğinden eminim. Kansızlık çekip sürekli üşüyen bir insan olmama, havanın -20 derece olmasına ve gece camları tamamen açıp uyumama rağmen fenalık geçirdim. Tavan çok basıktı ve biraz rutubet vardı. Bunlarda üzerine eklenince gerçekten fazla sıcakta bir sorun aklınızda bulunsun.
• Yemekler için mükemmeldi diyemem ama asla vasatta değildi. Genç Yazıcı’ya rezervasyon yaptırdıktan sonra internette oteldeki yemeklerden zehirlenip hastahaneye kaldırılan bir sürü insanın yorumunu okuduğumda başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü ve çok büyük bir ön yargıyla gitmiştim otele. Çok şükür ki yemek konusunda bir sıkıntı yaşamadım yani 10 üzerinden 6 diyebilirim.
• Uludağ denince aklıma kocaman bir şöminenin önünde kahve içmek temalı bir sürü fotoğraf geldiğinden ve daha önceden gittiğim Kervansaray’da efsane bir şömine ve lobi bulunduğundan beklentim yüksekti ama maalesef bu konuda da hüsrana uğradım. Çünkü şömine bile denemeyecek kadar küçük bir yapının önünde bırakın ısınmayı, şöminenin orada bulunduğunu bile zor fark ediyorsunuz.
• Telesiyeje olan mesafesinin uzak olduğu da düşünürlürse bu otel tercih ettiğiniz son otel olmalı diyorum başka da bir şey demiyorum. Yemek ve sıcak su dışında memnun kaldığım başka bir özelliği bulunmadığından ve zaten bunlarda temel ihtiyaçlar olduğundan paranıza yazık… 150-200 lira fazladan verin daha düzgün bir yerde konaklayın, en azından verdiğiniz para boşa gitmemiş olur. (Ben bu tatil parasını 1 sene boyunca büyük uğraşlar sonucu biriktirdiğim için çok üzülmüştüm, aynısını siz de yaşamayın.)
  

  2. Telesiyej,Teleski, Kayak Takımları ve Ekipmanları

• Uludağ’da şimdiye kadar 2 farklı otelde bulundum. Kervansaray’da Winterfest etkinliği içerisinde değil, lisede okulun düzenlediği gezi etkinliği sayesinde konakladım. Otelin en büyük avantajlarından biri pistin ve telesiyejin hemen ön kısmında birkaç adım uzaklıkta bulunması ve telesiyejin otele ait olmasıydı. Telesiyejin 3 günlük kullanımı için 10 liralık bir kart ücreti ödedik ve sınırsız bir şekilde kullandık. 10 liralık depozitoyu da tatilinin sonunda kartı teslim ettikten sonra geri aldık. Bunun o zamanlar çok büyük bir nimet olduğunun farkında değildim, ta ki Winterfest’le Genç Yazıcı’da kalana kadar. Takdir edersiniz ki çalışmayan bir öğrenci için parayı denkleştirip bu etkinliğe katılmak zaten çok zorken (en azından benim için öyle) ekstraya giren her bir etkinlik büyük sıkıntı yaratıyor. Günlük 90 lira, yarım gün(öğleden sonra) 50 lira gibi bir ücret ödemek zorunda kalıyorsunuz. Gündüz kayak dışında farklı bir etkinlik olmadığı düşünülürse telesiyej gerçekten bir mecburiyet haline geliyor. Kaymayı bilmeyenlerden ve öğrenmek istemeyenlerdensiniz farklı tabi… Bu parayı ödemekten kurtulmuş olursunuz en azından ama kaymasanız dahi 1 kerelikte olsa o eşsiz manzarayı telesiyejden görmenizi tavsiye ederim. Her neyse, dediğim gibi Kervansaray bu açıdan çok avantajlıydı. Ama sitede gözükmesine rağmen hizmet vermiyor sanırım çünkü organizasyon şirketine rezervasyon için bu oteli sorduğumda hizmet vermediğini söylediğini hatırlıyorum. Gerçi verse de telesiyej için hala aynı fiyatlandırma geçerli mi herhangi bir bilgim yok çünkü ben lisede 3 sene boyunca Kervansaray otelinde bu fiyatlandırma geçerliyken telesiyeji kullandım ve yaklaşık 5 sene önceydi. 
• Teleski’yi hiç kullanmadım (neden bilmiyorum ama sanırım bana biraz daha tehlikeli geldiği için) O yüzden fiyatları ve kullanımı hakkında bir bilgim yok ama bu sene tekrar gideceğim için kullanmadan gelmek istemiyorum. Şimdilik maalesef bu konuyla ilgili pek bir bilgim yok. Gördüğüm kadarıyla çok eğlenceliydi.Tek söyleyebileceğim bu arkadaşlar.
• Sanırım bu tablo en güncel fiyatların olduğu tablo arkadaşlar. Ben bundan 5-6 sene önce Adidas’ın outlet mağazasından %50 indirimle almıştım kayak kıyafetlerimi ve çok uygun bir fiyata gelmişti.Hala daha onları kullanıyorum ve hiçbir yıpranma yok. Eğer satın alma gibi bir imkanınız varsa ve bir kereliğine değil de her sene gitmeyi düşünüyorsanız böylesi hem daha hesaplı hem de daha hijyenik oluyor. Çünkü kiraladığınız kıyafetler çok yıpranmış ve en önemlisi kötü kokuyor. Kiralanan yere göre de değişiklik gösterir belki ama en azından kiralayan bütün arkadaşlarım bundan şikayetçiydi. Decathlon’da çok uygun fiyata ve kaliteli ekipmanlar bulunuyor. Ordan satın almanızı önerebilirim.
• Snowboard’a hiç bulaşmadım çünkü gerçekten zor. Uzun bir zamandır kayak yapıyorum ve gittiğimde kiraladığım tek ekipman bunlar. 3 günlük 150 TL ye gelmişti yanlış hatırlamıyorsam. Gerçi imkanım olsa kayak takımlarını da satın alırım çünkü düştüğünüzde ayağınızdaki kayakların kilitlerinden kurtulup kendiliğinden çıkması gerekirken kiraladığım hiçbir kayak ekipmanında bu olmadı. O yüzden olası bir sakatlıktan korunmanız için çok dikkatli olmanız gerekiyor. Eğer bu sporu ilk defa yapacaksanız mutlaka bir hoca eşliğinde ders alarak öğrenmenizi öneririm. Temel şeyleri öğrendikten sonra gerisi tecrübeye ve biraz da cesarete kalıyor zaten. Biz fazla cesaretli olduğumuzdan ( yanımıza özel derse verebilecek kadar para almadığımızdan da ) ders almadan becermeye çalıştık bu işi ve birkaç arkadaşım hariç becerebildik. Her sene düzenli olarak gidince zaten bisiklete binmek gibi bir olay haline geliyor. Kaydıkça alışıyorsunuz ve kendinizi geliştiriyorsunuz.
  

  3. Eğlence ve Konserler

  

• 3 dönemde de farklı sanatçılar konser veriyor. Ben Winterfest organizasyonundaki hiçbir konsere katılmadım çünkü ortamın pek rahat edebileceğim bir yer olmadığını düşündüm. Son gün silahlı bir kavga çıktı zaten otele kadar geldi sesleri, duyduk. Polisler geldi olaylar büyüdü derken gitmediğim için pişman olmadım. Tabi bu sizin yaşam tarzınız, tatil ve eğlence anlayışınıza göre değişebilir. Ben sakince dinlenip gündüz kayak yapabileceğim bir tatil istediğimden konserlere katılmamayı tercih ettim. Bu sene Grand Yazıcı’da kalacağım ve konserlerde bu otelde düzenlendiği için belki şansımı deneyebilirim diye düşünüyorum, hala kararsızım. Geçen seneki fiyatlarını tam olarak hatırlayamıyorum ama kişi başı ayakta giriş 100 liraydı sanırım. Konserlerle ve programlarla ilgili ayrıntıyı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. 
• After ski partiler Beceren Otel’in terasında gerçekleşiyor. Geçen sene katıldım ve eğlenceli geçti zaten ücretsiz. Herkese katılmasını önerebilirim.

Son olarak eğer sormak istediğiniz sorularınız ya da eklemek istediğiniz yeni bilgiler varsa yorum atabilirsiniz. Umarım bu yazı size faydalı olabilmiştir. Teşekkür ederim 🙂