İsimlerine Aşina Olmadığımız Psikolojik Rahatsızlıklar

Psikolojik rahatsızlıklar gün geçtikçe artarak ve çeşitlilik göstererek insanlar arasında hızla yayılıyor. Gerek çevresel etmenler gerekse genetik faktörler bu durumu tetikliyor.

Adını bilmediğimiz ya da çok az insanda görülen psikolojik rahatsızlıklar da varlık göstermektedir. filoji.co olarak pek bilinmeyen psikolojik rahatsızlıkları araştırdık.

HUZURSUZ BACAK SENDROMU

Huzursuz bacak sendromu aslında toplumda sıkça görülmesine rağmen, bir hastalık olduğunun bilinmemesi nedeni ile  en az bilinen, en sık görülen hastalıklardan biridir diye tanımlayabiliriz.

Huzursuz Bacak Sendromu (HBS), uyku ya da istirahat esnasında (otururken veya yatarken) bacaklarda hissedilen rahatsızlık, huzursuzluk, hareket ettirme ihtiyacı, uyuşma, karıncalanma bazen de tam olarak tanımlanamayan bir histir.

Bu his kişiyi özellikle geceleri rahatsız eder. Ağrının tarifinde de çeşitlilik olur ve kişi “bacaklarım kıpraşıyor”, “gıdıklanıyor”, “yanıyor”, “karıncalar geziyor” gibi cümlelerle yaşadığı sıkıntıyı anlatmaya çalışır.

COTARD SENDROMU

‘Yürüyen ceset sendromu’ olarak bilinir. Hastalığa yakalan insanlar ölü olduklarına inanırlar. Bazen öldüğü inancını ispat etmek amacı ile intihar girişiminde bulundukları bile olur. Bu yönüyle hastalık çevresinden ziyade kişinin kendisi için ölümcül sonuçlar barındırıyor. Bu hastalık Fransız Nörolog Jules Cotard tarafından keşfedildi.

Bu bir akli depresyon ve intihar eğilimleri sendromudur, bu durumdaki hasta herşeyini kaybetmiş olmaktan şikayet eder.Tutkularını, vücudunun bir kısmını yada tamamını kaybettiği, genellikle öldüğünü ve yürüyen bir ceset olduğunu düşünür. Bu hayal genellikle hastanın kendi çürümüş etlerinin kokusunu alması ve teninde kurtların gezindiğini iddia etme derecesine kadar uzar.

Cotard sendromu sık görülen bir hastalık değildir ancak Amerikan Psikiyatri Birliği’nin Ruhsal Bozukluklar listesine girmiş durumda. İstatistiklere göre, gelişmiş ülkelerde ve kadınlarda görülme sıklığı daha fazla. Hastalığın ortaya çıkma yaşı ise ortalama 52.

OLFAKTÖR REFERANS SENDROMU

Olfaktör referans sendromu hastaların başka insanları rahatsız edecek kötü vücut kokusuyla ilgili aşırı zihinsel uğraşı, bu koku nedeniyle utanç duyma ile yoğun sıkıntı sonucunda sosyal ortamlardan kaçınma ve izolasyon ile karakterize bir sendromdur. Var olmayan bu koku için sıklıkla özür diler ve kendilerini bu kokudan kurtaracak çeşitli etkinlikler içine girerler. Hastalar sıklıkla toplum içine çıkmaz, sosyal ve mesleki etkileşimlerini kısıtlarlar.

ORS belirtileri genellikle yirmili yaşlarda başlar, ancak puberte döneminde ve adolesan dönemde başlayan olgular da bildirilmiştir. ORS erkeklerde kadınlara göre yaklaşık iki kat daha sık görülmektedir. Hastada yoğun sıkıntıya eşlik eden depresyon ve intihar düşünceleri olabilir. Yaygın olarak flatus kokusu, fekal veya anal koku, ağız kokusu ve genital kötü kokular olmakla beraber; bazı olgularda ter, sperm, idrar ve ayak kokusu da bildirilmiştir.

EROTOMANİ

Erotomani, delice sevildiğine inanma hastalığıdır. Clerambault Sendromu olarak da bilinir. Genellikle kadınlarda görülen ruhsal bir hastalık çeşididir.

Erotomani bir sanrısal bozukluğu hastalığıdır. Erotomani görülen kadınlardaki beğenilme arzusu, çeşitli hastalıkları da beraberinde getirir.

CAPGRAS SENDROMU

Bu sendrom Fransız psikiyatr Capgras tarafından 1923 yılında “Illusion des Sosies” adı verilerek tanımlanmış bir sendromdur. Başlıca özelliği kişinin çevresindekilerin gerçek olmadığına, başkalarının onların yerine geçtiğine ilişkin sanrısal bir inanışın olmasıdır. Bu sendrom kadınlarda biraz daha fazla görülür.

Bu durum, sanrısal bozukluklardan biri olarak sınıflandırılabileceği gibi şizofreninin bir belirtisi olarak da görülebilmektedir. Bu sendromun ortaya çıkabilmesi için, psikotik sürecin bir sonucu olarak gerçeği değerlendirme yetisinin bozulmuş olması gereklidir. Capgras, sanrının oluşumunda yabancılık duyma, güven duyamama ile giden bir paranoid eğilimin olduğunu açıklamıştır.

Capgras sendromu olan birey, kendisini bir komplonun içinde hisseder ve çevresindekilerin farkında olmaksızın değiştirildikleri düşüncesi içindedir.