Klasik Güzellik Standartlarını Yıkan Modeller

Hayatın İçinden; Bizleri Harekete Geçirecek Yaşamlar

Modellikten açıldığında bahisler, bir odanın içinde koca bir fil imgelerim. Böyle bir imgede asıl mesele filin hacmini koruması adına ne yiyip ne yememesi gerektiği değildir.

Bu, giysilerle ve spor eğitmenleriyle veya “0 beden” mankenlerle “büyük beden” mankenlerin aralarında namütenahi yaşanan rekabetlerle yakından uzaktan ilişkili bir mesele değildir. Bunların aksi yönünde bir algı, bedenin ötesine geçip bir alanı harekete geçirdiğinde işler son derece huzursuz edici olabilir ne var ki bu, Karl Legerfeld’e haftalarca göz seğirmesi yaşatabilir.

Mümkün olabilir miydi sahi… eğer olabilseydi..  Modellik şimdilerde dışarıdan görünür olan fiziksel güzellikten ziyade, büyülü içsel güzelliğe karşı bir odak tadilatıdır diyebilseydik mesela?

Klasik güzellik standartlarını yıkan modeller, ihtişamın ardındakini görebilmemiz adına birer ilham kaynakları. Bahsedeceğim dört kişinin, gözlerinizi hüzün ve mutluluk gözyaşlarıyla dolduracağı yaşam hikayelerine tanık olacaksınız.

• Cesaret modeli – Alex Minsky

Kahramanca yerine getirdiği askeri görevinden ötürü “Purple Heart” Madalyası ile ödüllendirilen emekli deniz piyadesi “Alex Minsky” ile tanışın. Son dönemlerde modelliğe başlayan Minsky, dokunaklı hayat hikayesini anlattıktan sonra televizyon ve internet dünyasını fethetti.

2009 yılında, ilk Afganistan görevine başlayalı bir aydan kısa bir süre olmuşken, yol kenarında bulunan bir bombaya basıyor ve bomba sağ bacağının dizinden aşağısını uçuruyor. Çenesi kırılıyor ve sağ kolu büyük hasara uğruyor. Patlama aynı zamanda beyin hasarına da yol açıyor ve hayatta kalma şansını sıfıra yaklaştırıyor.

Doğuştan bir savaşçı olarak dünyaya gelen Minsky, 47 gün süren komadan çıkıyor ve hastanede bir buçuk yıl tedavi görüyor. Fakat akıl almaz dirayetine rağmen, derin bir depresyon onu kaygan bir yokuştan aşağı iter gibi alkole sürüklüyor.

Sonunda bataktan çıkmayı fitness sayesinde başarıyor. Haftada altı gün spor salonunda geçirdiği zaman, onu alkolden ve depresyondan uzak tutuyor.

Bir moda fotoğrafçısı onu görüp keşfettikten sonra, geçmişini ardında bırakıp bir model olarak yeni bir başlangıç yapması için ona bir teklifte bulunuyor.

Şüphesiz, eğer David Beckham gibi bir vücuda ve seksi dövmelere sahip olmasaydı, Facebook paylaşımlarında ona sık sık rastlamazdık. Protez ayağıyla çekildiği her fotoğraf tüm dünya genelindeki binlerce insana cesaret ve hırs konularında ilham vermekte.

• Ruhsal Güç Modeli – Stefanie Reid

Stefanie, uzun atlamada ve 200m koşuda iki paralimpik olimpiyat madalyası, olimpiyatlarda dünya rekoru, uzun atlama Avrupa şampiyonluğu sahibi.

Kendisi, küçük yaştan itibaren hayatını spora adıyor fakat 15 yaşındayken korkunç bir tekne kazası onun sağ ayağına mal oluyor. Bundan sonra koşamayacak olmakla yüzleşiyor. Stefanie, kazanın ardından kendini eğitimine ve ders çalışmaya odaklıyor ardından Kanada’da burslu olarak okuduğu Queen’s üniversitesinden bölüm birincisi olarak mezun oluyor.

Biyokimya okurken, bir gayret koşmaya tekrardan başlıyor ve hayali olan; atlet olma hedefine sonuna kadar yoğunlaşıyor.

Şimdilerde kendisi, ruhsal güç ve tam bağlılık mottoları için dergi modelliği yapıyor. Ayrıca Stefani, Londra Moda Haftası’ndaki yürüyüşüyle podyumu salladı! 🙂

• Nezaket Modeli- Madeline Stuart

Madeline Stuart, Avustralya’nın bir kenti olan Brisbane doğumlu, 18 yaşında modellik kariyerine yeni başlamış şeker mi şeker bir kız. Diğer o ergenlik dönemindeki, günlük problemleri; sivilcelerini kapatmaya çalışmak ve diyet haplarıyla beslenmek arasında çeşitlilik gösteren kızların aksine, Maddy’nin uğraşları çok fazla zorluğu beraberinde getiren, birçok insanın onun kadar mükemmelce başaramayacağı türden şeyler. Fakat bütün bunlar onu hayallerinin peşinden gidip; modellik yapmasından alıkoyamıyor.

İlk fotoğraf çekimi macerası oldukça pürüzlü geçiyor. Genetik durumundan dolayı aldığı kilolar, aynı zamanda kalp sağlığını da etkiliyor. Bütün bunlarla mücadele ettikten sonra nihayetinde işinde iddialı olabilmek ve uygun ölçülere sahip olabilmek adına sağlıklı beslenmeyi ve bunu fitness ile desteklemeyi başarıyor.

Fakat azminden ve gayretinden ziyade, etrafındaki insanlar için; Maddy’nin çevresine yaydığı huzur ve nezaket onu herkesten bir adım öteye taşıyor. Bu özelliği, onu hem çok sevilen bir kız evlat, hem sahip olunabilecek en iyi yakın arkadaş, hem de bu şeker kızımızın kamera önündeki ışıltısına bayılan bir fotoğrafçının favorisi yapıyor!

• Özgüven modeli- Winnie Harlow

Winnie Harlow, Kanada’nın en güzel modellerinden biri. Kariyerine Amerika’da bir televizyon programı olan “America’s Next Top Model” ile başlıyor. Kendisi şuan Adriana Lima’nın da marka yüzü olduğu, bir İspanyol markası olan Desigual’ın marka yüzü.

Winnie’yi bu kadar özel kılan şey “Vitiligo” adı verilen, vücudunda yer yer beyaz bölgelerin oluşumuna sebebiyet veren o hastalık değil. Onu özel kılan tam anlamıyla; hor görülmenin ve etiketlenmenin üstesinden gelip, bugün onu geldiği noktaya taşıyan; özgüveni.

İnsanların aşağılamalarından kaçmak için onu liseyi bırakma noktasına getiren, geçirdiği travmatik çocukluk ve ergenlik dönemine rağmen, şimdi artık vücudu hakkında gururla konuşuyor.

Bunun yanı sıra çok fazla ilgi gören Winnie, bir yandan insanlara özgüven hususunda yardımcı olarak, bir yandan da “aşağılanan” konumundan muzdarip olanlara destek amaçlı kullanıyor bu başarısını…

Bu dört başarı hikayesi, şüphe yok ki; Hollywood sinemasının gişe rekorları kıran filmlerine konu olabilecek türden. Onlar buna “ Modanın yüzünü tek fotoğrafla, tek seferde değiştirmek” diyorlar. Bir hayal gibi!

Şunu unutmayalım ki; hikayelerine tanık olduğumuz bu kahramanlarımız, model olma ayrıcalığını elde etmek adına ne kendilerini ağır beslenme programlarıyla kısıtlıyor ne de spor salonlarında çılgınca egzersiz yapıyor…

Bu hikayelerin kahramanları bizleri, bütün o korkunç yaşamların ve kederli geçen çocukluk dönemi izlerinin günün birinde bir başarıya ve asıl ihtişama dönüşebileceğine inandırıyorlar. Lakin ben de diyorum ki, hadi gerekirse pembe gözlüklerimizi takalım! Varsın adımlarımız minik olsun… Varsın yavaş ilerliyor olalım. Ama inanalım! Ve ben inanıyorum ki, gayretli bireyler nihayetinde; dünya için anlamlı ve nitelikli bir değişim adına büyük adımlar atacaklardır.

KAYNAK